Eskiden konuşturmamak için "söyletmen vurun" derlerdi.
Şimdi linç ediyorlar.
Diyelim ki hakkaniyetli biri, sırf bir hakkı teslim etmek adına,
"Erdoğan olmasaydı FETÖ Türkiye'yi teslim almıştı" mı dedi...
Bittiğinin resmidir.
İster tescilli komünist, ister ömrünü Erdoğan karşıtlığıyla
(düşmanlık değil) geçirmiş olsun, tarife değişmez.
Değil mi ki Erdoğan'ın hakkını teslim etti; Aydın Doğan'ın
adamlarının, CHP'nin ve FETÖ'nün atış menziline girmiş demekti.
O kadar ki...
En sıkı Erdoğan ve AK Parti "muhaliflerinden" Yılmaz Özdil de
vaktiyle bu "atışlardan" nasibini aldı.
Neden mi?
Sırf başka bir ülkenin lideri (Esat) benim ülkemin liderine
(Erdoğan) çemkiremez dediği için.
Dediğine anında pişman etmişlerdi:
"Artık seni de milletvekili yaparlar..."
"İhale mi aldın..."
"Erdoğan yalakası..."
Ne ki, son zamanlarda vaziyet bambaşka bir hal aldı.
Artık "mahalle baskısına" maruz kalmanız için Erdoğan'ın hakkını
teslim etmeniz gerekmiyor.
Hatta...
Ulaşımdan sağlığa kadar yaptığı tüm hizmetleri yok saysanız da
mezkur baskıdan kurtulamazsınız.
Sayın Erdoğan'ı her daim kıyasıya eleştirseniz bile fayda
etmez.
Ya?
Kurguya da hiçbir şekilde eleştiri getirmeyeceksiniz.
Bakınız...