Merhum, soğuk savaş döneminde bile ABD ile Avrupa'nın "dost" olmaklığına inanmazdı.
"Senaryo" derdi, yani muvazaa olarak değerlendirirdi.
Gerçekte de ortada "dostluk" yerine, deyim yerindeyse "zoraki nikâh" vardı.
İkinci Cihan Harbi sonunda Almanya'nın bütün tersanelerine giren ABD, çok geçmeden tüm Avrupa'yı kendine mecbur bırakmıştı.
Hülasa, ABD ve Rusya (daha doğrusu SSCB) ikiye böldükleri Avrupa'yı birlikte kontrol etmeye başlamışlardı.
Tek endişeleri, kurdukları bu "dünya düzeninin" yıkılmasıydı.
Sistemlerini muhafaza etmek için de (futbol deyimiyle ifade edecek olursak) sıkı bir tandem sergilemeye başlamışlardı.
Lakin Almanya, ikili tandemin arkasında açılan boşluklara sızıp fırsatları değerlendirmesini...