Tüm irtibat telleri kopsa, muhabbet bitse, sokak çeşmeleri hiç
akmasa, tek fert tek fertle kaynaşmasa, sokaklar yalnızlıktan
çatlasa, göğe açılan tüm kapılar viran olsa, yağmur yağmaz olsa,
kanadı kırık leylekler bile bu şehri terk etse yine de bir umut
vardı.
Mevlâna İdris'in varlığı böyle bir şeydi benim
için.
Umut gibi.
Kardeşi Salih'ten durumunun iyiye gittiği
müjdesini almış, selam göndermiştim. Aynı gecenin sabahında da
vefat haberini aldım!
Öyle sarsıldım ki, umudum tükenmiş hissettim.
"Satranç Dersleri" şairi merhum İlhami
Çiçek, "Umut kesilmiyorsa dostlarım / kesip / barikatlar
kurarak kangrenli gövdemizden / şurda güneşe ne kaldı..."
demişti.
Mademki güneş var...
Kangrenli gövdemiz ağır bir yara daha alsa da, güneşe
bakmaktan...