Biz Silivri önlerinde F tipinin zulmettiği masum insanları
savunurken, siz o zalimler ne istedilerse veriyordunuz!
Sözcü gazetesinin kimi yazarları üç aşağı beş yukarı böyle
diyorlar.
Kendilerini böyle savunuyorlar.
E öyleydiniz de Silivri duvarları yıkıldıktan, FETÖ'nün kumpasları
bir bir ortaya çıktıktan sonra neden kol kola girdiniz?
Neden Fetullah'ın, “İman-ı ekmel, ihsân-ı ekmel, ihlas-ı ekmel…”
dediği Cumhurbaşkanı adayını tıpış tıpış desteklediniz?
Neden Mehmetçiğin vatan için verdiği savaşa (arkasındaki toplumsal
desteği bölmek isteyen FETÖ ile aynı ağzı kullanarak) “saray
savaşı” dediniz?
Neden FETÖ'nün MİT TIR'ları ihanetiyle Türkiye'yi uluslararası
toplumda terörü destekleyen ülkeymiş gibi gösterme kumpasını
pazarlamaya çalıştınız?
Neden Kürtlerin şivesiyle “beşbeken” ve “pırt mento” diye dalga
geçen Bekir Coşkun'unuz ve ırkçı faşist Emin Çölaşan'ınız FETÖ'nün
seçim stratejisiyle gayet senkronize biçimde HDP'ye oy istedi?
Ve, neden 17 Aralık 2013'ten itibaren FETÖ'nün ürettiği tüm
psikolojik harp malzemelerini sonuna kadar ve hatta köpürterek
tüketiniz?
Ya 15 Temmuz öncesindeki o afra tafralarınız neydi öyle?
Söyler misiniz, “SHUT UP TAYYİP!” manşetini atacak kadar sizi kim
coşturmuştu?
FETÖ'nün abilerinden Süleyman Hamit Müftigil'le o telefon
görüşmesini yapan muhabiriniz mi?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na yani Başkumandan'ına, “Tayyipic” veya
“Öl Recep” diyebilecek kadar kin ve nefretle nasıl doldunuz?