Salih Tuna Sabah Gazetesi

Tam 39 yıl olmuş

Kendisini hiç görmedim. O İstanbul'da Fatih'te mukimdi, ben Trabzon'da, Erdoğdu mahallesinde. Benden elbette büyüktü. Rahmetli Akif Emre abimin akranıydı. Bir öğrenci yurdu önünde Akif Abi'yle birlikte çektirdikleri o...

24 Şubat 2018 | 677 okunma

Kendisini hiç görmedim. O İstanbul'da Fatih'te mukimdi, ben Trabzon'da, Erdoğdu mahallesinde.
Benden elbette büyüktü.
Rahmetli Akif Emre abimin akranıydı.
Bir öğrenci yurdu önünde Akif Abi'yle birlikte çektirdikleri o siyah beyaz fotoğrafa biraz önce tekrar baktım da, ordan söylüyorum.
Kimden mi bahsediyorum?
Bundan 39 yıl mukaddem 23 Şubat'ta Cuma namazı çıkışında Fatih Camii avlusunda kurşunlanarak şehid edilen Metin Yüksel'den...

*** Fakir o yıllarda Trabzon Lisesi'ni henüz çiçeklendirmeye başlamıştım.
Ne günlerdi.
Geceleri kurtarılmış mahallelerden geçip duvarlara yazılar yazar, gündüzleri başımızda sevda yelleri, Orhan abinin, "Ya Rabbim sen büyüksün, durdur geçen zamanı kulların gülsün" sözlerini terennüm ederdik.
Babam akşamları "Melekler dedi Ya Rabbi ne idi suçu Yahya'nın / Dedi Yahya beni sevdi, sevenler bulur böyle hal..." mısralarını "Muhammediye"den belirli bir makamda okur okur, ağlar; abimin Yeni Devir'in "düşünce" sayfalarında müstear isimle yazıları çıkardı.
Yeni Devir de bambaşka bir gazeteydi.
Erdem Bayazıt, Sadık Albayrak, İsmet Özel, Rasim Özdenören, Atasoy Müftüoğlu gibi çok değerli köşe yazarları vardı. *** Sonra üniversite vesilesiyle geldiğim İstanbul'da seksenli yılların başında Akif Emre ile aynı öğrenci evinde kaldık.
Tee o yıllarda Fetullah Gülen'in hain - ajan olduğunu (12 Eylül 1980 öncesi yaptıkları bir öğrenci boykotunu Fetullah'ın kırmızı bir Mercedes içinden elinde telsizle bizzat kırdığını) söyleyen dağların aslanı Bahattin Yıldız evimize sıklıkla gelip giderdi. Kanal 7 Yayın Gurubu deyince akla gelen Mustafa Çelik de arada bir uğrardı. Ev arkadaşlarımız arasında Birol Küle, müdavimlerimiz arasında Ebubekir Doğan, Mehmet Kılıç da vardı.
Müthiş yıllardı.
İlyas Dönmez'le kurduğumuz Dünya Yayınları'nda şubat ayını, Malcolm X'den Metin Yüksel'e kadar "şehitler ayı" ilan etmiş, "Şubat Destanı" çıkarmıştık.
O destanda şöyle yazmıştım: "Şehid Metin bir gülümsedi ki Metin / yanağından uçuştu bin yüce güvercinler / karlar tutsanız elinizi yakacak kadar sıcak..."
Metin Yüksel, Fatih Camii'nin karla kaplı avlusunda şehid edildiğinde, dün gibi hatırlarım, annemle Trabzon'da nasıl yasını tuttuğumuzu. *** Rahmetli annem, mahallemize dadanan bir militanın elinden silahını alıp, "bir daha bu mahalleye ayağınızı atmayacaksınız" diye posta koyan "Tonyalı" lakabıyla nam salmış yiğit bir "Laz" kadınıydı.
Hiç tanımadığı hiç görmediği bir Kürt genci olan Metin Yüksel'e yüreği nasıl yanmıştı, anlatamam!
Bizi doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün bir yeryüzünde birbirine bağlayan müthiş bir mana iklimi vardı...
"En büyük ibadet hakkı müdafaa etmektir" diyen Metin Yüksel'i aradan 39 yıl geçtiği halde unutturmayan Fatih Akıncıları başta olmak üzere tüm dava arkadaşlarına selam olsun.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi silahını gömdü 23 Kasım 2024 | 297 Okunma Onlara da yâr etmezmiş 21 Kasım 2024 | 609 Okunma Bombayı kendisi koydu 20 Kasım 2024 | 646 Okunma Haksız tartışma bu 19 Kasım 2024 | 911 Okunma İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla 16 Kasım 2024 | 1.469 Okunma