ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilme
kararının ardından öne sürdüğü 12 maddelik şartlar İran'a "teslim
ol, diz çök" demekti.
İran diz çökmeyi kabul etmedi, ambargo başladı.
Maksat belli: Ambargo marifetiyle İran'da "karşı devrim"
gerçekleştirip, Şah dönemi İran'ı gibi İsrail'e müttefik
yapmak.
Şuncağızı unutmayalım: ABD Ortadoğu'da İsrail'i hesaba katmadan tek
adım atmaz, daha doğrusu atamaz.
Zira, "İsrail terör devleti" işgal ettiği topraklardan çok, ABD'de
güçlüdür.
Ortadoğu'daki "halkı Müslüman olan tüm devletler" kendi aralarında
didişirken veya itişirken veya savaşırken İsrail'i hesaba katmak
zorundadırlar.
Yoksa... Kendi aralarında kavga ettiklerini sanırlar ama gerçekte
İsrail için mıntıka temizliğinden başka bir şey yapmış
olmazlar.
Şunu hatırlamanın tam vaktidir:
İran - Irak savaşı esnasında, "kimin kazanmasını istiyorsunuz"
sorusuna Kissinger, "ikisinin de kaybetmesini" cevabını
vermişti.
İran'ı 79 devrimiyle kaybettiler; 15 Temmuz Destanı'yla da Türkiye'yi.
Lakin Mısır'ı, Sisi darbesiyle tastamam kucaklarına oturttular.
İran'ı ambargo marifetiyle tekrar elde etmek istiyorlar.
Hiç kuşkunuz olmasın, İran'dan sonra da şimdiden kuşatmaya başladıkları Türkiye'ye "teslim ol, diz çök" diyeceklerdir.
Esas hedef Türkiye'dir.
Bu artık bir spekülasyon veya komplo teorisi falan değildir.
Her şey gözümüzün önünde oluyor...
Türkiye'nin güneyinde, Suriye'de, binlerce TIR silah verdikleri teröristlerle ABD askerleri birlikte devriye geziyor...
Akdeniz'de de Başkan Erdoğan'ın ifadesiyle, Türkiye'yi adeta denize ayak basamayacak hale getirmeyi amaçlıyorlar. *** İsrail'in BAE, Suudi Arabistan, Sisi'nin Mısır'ı, Yuna...