Memleketi seller götürsün veya yağmur hiç yağmasın kuraklık her
tarafı kavursun; 17 Ağustos'tan daha büyük
depremler olsun, fırtınalar kopsun, ozon tabakası nah şu kadar
delinsin, yeter kiErdoğan ve AK
Parti zevale uğrasın, bin parça olsun, yok olsun,
mağlup olsun!
Paralelci takımının arzusu üç aşağı beş yukarı bu!
Orta ölçekli bir depremin ardından attıkları tweetlerle,
“bu var ya, büyük depremin habercisi, taş üstünde taş
kalmayacak” yollu sevinenler de oldu, “mülâaneyi
yediniz, çarpıldınız, daha başınıza neler gelecek
göreceksiniz” diyenler de!
Adı lazım değil genel yayın yönetmenlerinden biri de
“Malatya'ya gittim, kayısıları don vurdu” demişti,
hatırladınız mı?
Biliyorum, bunları biliyorsunuz, dahası, sen bize transfer edilecek
milletvekillerinden bahset, diye de sabırsızlanıyorsunuz.
Birazdan oraya geleceğim merak etmeyin, şimdi devam ediyorum:
Sayın Erdoğan'ın ve AK Parti'nin yönettiği Türkiye
muhasara altına alınsa, hatta NATO'dan
çıkarılsa, hatta Ankara, maazallah,
bombalansa sevinecekler!
Zaten bunu da “terörist Türkiye” algısının
yerleşmesi için yaptıkları lobi faaliyetleriyle açık ettiler.