Bu köşecikte ekonomi alanında yazdığım yazılarda "algı
operasyonlarına" özellikle dikkat çekmiştim.
Negatif algıya karşı behemehal harekete geçmenin elzem olduğunu da
dile getirmiştim.
Bunun için de her şeyden evvel Sayın Bakan Albayrak'ın elini
kuvvetlendirecek "dış çıpaya" ihtiyacı olduğunu, Avrupa'dan gelen
açıklamaların verecekleri krediden ziyade, "üçüncü ve güvenilir bir
tarafın desteğini" göstermesi bakımından çok önemli olduğunu 30
Ağustos tarihli yazımda belirtmiştim.
Evet önemliydi ama yeterli değildi.
Zaten Berat Albayrak da birkaç gün evvel, Türkiye- ABD İş Konseyi
tarafından New York'ta, düzenlenen konferansta aldıkları çok önemli
bir kararı duyurdu.
Dedi ki: "Yeni ekonomik program bünyesinde kurulan Maliyet ve
Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile
çalışmaya karar verdik..."
Malum algı operatörleri hiç sektirmeden faaliyete geçtiler!
"Türk ekonomisi McKinsey'e emanet" demekle yetinmediler; "Türk
ekonomisi 'üst akla' teslim" şeklinde akılları sıra dalgalarını da
geçtiler.
Bu algı operatörleri, Türkiye'deki bankaların ve büyük holdinglerin
hemen hepsinin McKinsey, Boston Consulting Group (BCG) gibi
danışmanlık şirketlerinden hizmet aldıklarını bilmiyorlar mı?
Şimdiye değin içlerinden biri çıkıp da, falan holding ya da banka
McKinsey'e teslim edildi dedi mi?
Danışmanlık şirketleri proje bazlı çalışır.
Kimsecikler danışmanlık şirketlerine "al ekonomiyi yönet" demez.
Ekonomik hedefleri "Maliye ve Hazine Bakanlığı" koyar...
McKinsey benzeri danışmanlık şirketlerinin temel fonksiyonu, verilen hedefe nasıl daha hızlı, az maliyetli ve etkin yöntemlerle ulaşılacağına ilişkin aksiyon planı geliştirmektir sadece.
Plan / proje bitince uygulamayı orada istihdam edilenler gerçekleştirir.
McKinsey Ankara ofisinde de daha önce Merkez Bankası, SPK ve Kalkınma Bakanlığı gibi yerlerde çalışmış "uzmanlar" var. *** Daha evvel Eczacıbaşı Topluluğu gibi birçok holding ve kimi bakanlıklara hizmet veren McKinsey genelde müşterilerini açıklamaz.
İsteseydi, Berat Albayrak da mezkûr açıklamayı yapmaz, kimsecikler de haberdar olmazdı.
Sayın Bakan bunu özellikle yaptı.
Zira "şebelek muhalif takımının" içerde oluşturacağı algıyı değil (yabancı yatırımcıyı direkt etkileyen) dışarıdaki "güvensizlik algısını" dikkate aldı.
ABD'nin ambargo koyduğu gün yaptığı son derece "dengeli" açıklama da mahut algıyı yıkmaya yönelikti.
(Hamaset erbabı tarafından "uzlaşmacı / tavizkâr" bulunmuştu hani.)
Yine, malum faiz kararının ardından, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı tartışması kapanmıştır" ifadesi veya Yeni Ekonomi Programı'nı açıklarken, "reel sektörden akademi dünyamıza kadar birçok kişinin katkı koyduğu" şeklindeki "ortak akla" vurgusu maruz kaldığımız "algı operasyonuna" cevap niteliğindeydi.
Uzun lafın kısası, içiniz rahat olsun.
Ekonomi direksiyonu kimseye teslim edilmedi, ehliyet ve liyakat sahibi "yerli ve milli" ellerde.
Hem de hiçbir zaman olmadığı kadar.