Sayın Bağlamacı daha
önceki ABD ziyaretinden döndüğünde,
Beyaz Türklerin ve eski
rejim kalıntılarının ihtiyacını
karşılamış, “Seni başkan yaptırmayacağız” diye üç
kez üst üste ünlemişti.
Sonrasını biliyorsunuz; 7 Haziran seçimleri
ardından, Kılıçdaroğluvekaletiyle Bahçeli'yi
başbakan yaparak “Kürt sorununu” çözmeye kalkışmıştı.
Olmadı.
Daha doğrusu, Bahçeli “rüşvet” kabilinden bu teklifi elinin
tersiyle itti.
AKP'li fırıldakların da omuz verdiği
“restorasyon” mavalı da tutmayınca malumunuz 1
Kasım seçimlerine gidildi.
Sonuç: Sayın Bağlamacı sandık marifetiyle okkalı bir Osmanlı tokadı
yedi ve “başkanlık sistemini tartışırız” çizgisine
“evrildi.”
Lakin, yine ABD'ye gitti, yine birileriyle görüştü ve yine
“döndü.”
ABD'de kimlerden nasıl “akort yedi” bilemem ama Türkiye'ye döner
dönmez partisinde Gizli
Erdoğancıların olduğunu, Erdoğan'ı kendisinden daha
çok sevdiklerini söyledi.
E tabii, HDP'deki
gizli Gülencilerden veya darbesevicilerden veya iç
savaşçı bozgunculardan haber verecek değildi!
Nihayetinde, “elinizde delil var mı” sorusuna
“hayır, yok” cevabını verdiği halde Suruç
katliamını “Saray Gladyosu” tezvirine bağlama
hüneri gösteren bir şahsiyetten bahsediyoruz.