Jack Kerouac'ın “Yolda” (On
the Road) romanında “kahramanlarımıza” çalışmaları için iş teklif
etmek isteyen adamın biri, “Gençler, gideceğiniz bir yer
var mı; yoksa sadece gidiyor musunuz?” diye sorar.
Bu söz romanı okuduğum yıldan beri aklımın bir köşeciğinde
noktasına virgülüne kadar durur.
Ayağa kalkmak ve ayakta durmak eylemse; yürümek kesintisiz
eylemdir.
Merhum şair İlhami Çiçek “Satranç Dersleri”nde
“Yürümenin dışındaki bütün eylemlerin adı kaçış, kaçış, kaçıştır”
demişti.
Miskin miskin durmaktan yolda olmak elbette iyidir.
Lakin menzile varmayan yollar da yol değildir. Yunus
Emre'nin dediği gibi yol odur ki doğru vara. Yoksa ne diye
yola koyulacaksın ki.
Her genç her şeyden evvel şuncağızı kendine sormalı:
“Gideceğim bir yer var mı; yoksa sadece gidiyor
muyum?”
Yola koyuldun ama menzilin ve gayen yoksa kurgusal bir hayata
mahkumsun demektir.
Kervan yolda düzülür denir ya, menzilini bilmediğin yollara
düşersen çok uluslu Ebu Cehillerin kervanı olursun.
Yani…