15 Temmuz'un intikamını alıyorlar! Tanklarla, toplarla dize getiremedikleri, iç savaşa sürükleyemedikleri, ülkemizin büyük dönüşümünü durduramadıkları, Türkiye'nin gücünü hissettikleri için saldırıyorlar.
Sindirememenin, teslim alamamanın, imha edememenin hırçınlığı ile saldırıyorlar. İçerideki terör aygıtlarıyla başlattıkları savaşı kaybettikleri için, istihbarat aparatları zayıfladığı için, yeni operasyon yürütemedikleri için çılgına dönüyorlar. Artık FETÖ üzerinden, PKK/PYD üzerinden, yönettikleri STK'lar üzerinden, sermaye operasyonları üzerinden oyun kuramadıkları için saldırıyorlar.
Yenildiler, kıskandılar, hırçınlaştılar
Aslında bu, bir saldırı değil, savunma.. İstanbul'da, Ankara'da, meydanlarımızda, sokaklarımızda vuramadıkları için kendi ülkelerinde, topraklarında, şehirlerinde savunmaya geçtiler. Artık Amsterdam'da, Rotterdam'da, Düsseldorf'ta, Zürih'te savunma hatları oluşturuyorlar.
Bu; kaybedişin, tükenmişliğin, çaresizliğin, o bileği bükememenin verdiği hazımsızlıktır. Türkiye büyürken, yükselirken onların çöküşe geçmesinin verdiği kıskançlıktır. Avrupa başkentleri eskirken, küflenirken, Türkiye'nin yıldızlaşmasına, parlak bir geleceğe bayrak açmasına duyulan öfkedir.
Yüz yıllık mücadele, bir büyük hesaplaşma bu..
Türkiye karşısında küçük düşmenin, ezikliğin, iki paralık oluşun hezeyanıdır. Vesayetçi efendiler iken artık adam yerine konulmamanın, hiçe sayılmanın, alaya alınmanın verdiği huzursuzluktur.
En uç söylemlerle, en uç davranışlarla gizlemeye çalıştıkları, taşkınlıklarla örtmeye çalıştıkları bu yenilgidir.
Yüz yıl sonra, bu topraklarda başlayan büyük tarih yürüyüşünü durdurmak için küresel ölçekte bir cephe kuruldu, çokuluslu müdahaleler, saldırılar yapıldı. Sokak teröründen istihbarat operasyonuna, etnik terörden muhafazakar kimlikli terör örgütlerine kadar her türlü silah kullanıldı. Bu büyük hesapların hepsi, Anadolu insanının tarihi kimliğine, dirayetine, büyük hedeflerine çarpıp un ufak oldu.
Taşeronlar başaramadı, kendileri sahaya indi..
En son 15 Temmuz'da işgali ve iç savaşı denediler, rezil oldular. Siyasi tarihin görmediği ölçüde destansı bir direniş o çokuluslu cepheyi şoka uğrattı. Bu ülkeye karşı oyun kurmanın ağır bedelini hissetmeye başladılar. Fiyaskodan hemen sonra bütün istihbarat, terör aparatlarını ABD'de, Almanya'da, Avrupa şehirlerinde korumaya aldılar.
FETÖ üyeleri, PKK üyeleri, DHKP-C mensupları başaramayınca ana aktörler, oyun kurucular sahaya indi. Açıktan Türkiye düşmanlığına başladı. 1990'larda ”İslam düşmanlığı” tezini dünya genelinde siyasi söyleme, doktrine dönüştüren ve bütün güvenlik stratejilerini bu yeni “tehdit”e göre formatlayan çevreler, bu sefer “Türkiye düşmanlığı” üzerinden yeni bir operasyon başlattı. Avrupa genelinde Türkiye düşmanlığı tezini işlemeye, Batı kapılarını bu ülkeye kapatmaya girişti.