DEDİ: Nasıl bir sonuç çıkar yarınki referandumdan?
DEDİM: Net söyleyeyim, açık ara beklenen olur.
DEDİ: Beklenen nedir?
DEDİM: Bilmiyor musun?
DEDİ: Biliyorum da senden duymak istedim.
DEDİM: İyi o zaman söyleyeyim: Kandil ve Pensilvanya üzülecek,
Türkiye sevinecek.
DEDİ: Ya CHP, Kılıçdaroğlu?
DEDİM: Haliyle CHP de çok üzülecek. Bu arada Müdüre de
“kurultay” yolu görünecek tabii.
DEDİ: Hemen mi?
DEDİM: Yok. Bir müddet, “şöyle olsaydı böyle olurdu, böyle
olsaydı şöyle olurdu” yollu tartışılır. Ama sonra mecburi istikamet
“kongre” olacaktır.
DEDİ: Yine mi kongre?
DEDİM: E başka ne olacak? Piyasalar sonuçları satın altıktan
sonra, yani, sonuçlar üzerinde tartışmanın
anlamsız olduğu anlaşıp gerçeklerle yüzleşince olacağı bu!
DEDİ: Hangi gerçeklerle?
DEDİM: Sistemin değiştiği gerçeğiyle. Devrim çapında bir
gerçekliktir bu. Sis bulutu dağılınca herkes şunu görmüş olacak:
CHP'nin umdesinde “devrimcilik” vardı ama “devrimi” AK Parti ve MHP
yaptı. CHP “lokantalar kapatılacak” gibi yalanların işe
yaramadığını görecek.
DEDİ: Görünce ne olacak?
DEDİM: “Devrim” yapmak zorunda kalacak.
DEDİ: Nasıl bir devrim?
DEDİM: Morarmış devrim…
DEDİ: “Mor devrim” deyimini duydum ama “morarmış devrim” ilk kez
duyuyorum.
DEDİM: “Mor devrim” Müdürün CHP koltuğuna oturtulup “Gandi
Kemal” şeklinde cilalanmasıydı. Koltuktan alınması da “morarmış
devrim” olacak…
DEDİ: Kim alacak, nasıl alacak?
DEDİM: Kimler oturttuysa onlar alacak. Hem nasılı mı var;
elbette “kongre” yoluyla.