Son zamanlarda öyle "cenaze cemaatlerine" muttali oldum ki
Lübnan'dan minik bir panorama gibi. Bir
falanjistler eksik, o derece.
Sonra da imam sorunca hep bir ağızdan terennüm ediyorlar:
"İyi bilirdik..."
Gidenler "iyi" de, ya kalanlar?
Birçoğu birbirini uzaktan görmeye tahammül edemeyecek vaziyette.
Hayatın "şol göz açıp yummuş
gibi" olduğunu en derinden hissedecekleri cami
avlusu ve cenaze namazında bile vaziyetlerinde milim değişiklik
yok.
Bu denli "değişik zamanlardan" geçtiğimiz bir dönemde, dünya
görüşleri birbirine zıt insanların "ortak kahramanlarından" söz
etmek, biliyorum biraz tuhaf kaçacak!
Ne ki tuhaf da olsa bir zamanlar gerçekten böyleydi.
Mesela, Yılmaz Güney solcuların da sağcıların da
kahramanlarındandı. Filmlerini birlikte alkışlarlardı. (Yeni
yetmeler bilmez; eskiden kimi sahnelerde alkış tufanı
kopardı.)
Eskiden "Çirkin Kral" dendi mi akan sular dururdu.
Devran değişti, "terkip" parçalandı;
"Çirkin"...