Kılıçdaroğlu'na geçen gün,
"Gül'le görüştün mü" diye soruldu, "Görüştüm... Kendisine her zaman
saygı duyarım..." dedi.
Ne güzel!
Keşke cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde da saygı duysalardı da, o
367 garabeti yaşanmasaydı. Neyse, geçti gitti.
E tabii, "Gül'le görüştün mü" sorusu, "yeni bir Ekmeleddin vakası
çıkar mı" merakına matuftu.
"Ekmek için Ekmeleddin" vardı ya, onu diyorum. Hani kimi CHP'liler
mırın kırın etmişlerdi de Kılıçdaroğlu resti çekmişti: "Tıpış tıpış
gidip oy vereceksiniz..."
Haliyle...
"Abdullah Gül'le bir temasınız var mı, CHP'nin yeni çatı adayı
olabilir mi?" diye soruldu.
"Öyle bir temasım yok" dedi Kılıçdaroğlu, "Ben ziyarete gittim.
Oturup ülke sorunları üzerine konuştum..."
Demek ki o konuda bir "temassızlık" var.
Yoksa hepten "temassız" değil, oturup ülke sorunlarını konuşuyormuş
işte, daha ne olsun.
Ya Melih Gökçek, onunla bir "temas" var mı peki?