Normalde sınavlar, eğitim
sistemine göre şekillenir. Yani önce bir eğitim sistemi
kurgularsınız. Sonra da buna uygun bir sınav sistemi
geliştirirsiniz. Ama Türkiye’de bu süreç sanki biraz tersten
işliyor gibi. Çünkü her ulusal sınavdan sonra, eğitim sistemimizle
ilgili yapılması gerekenler listesine yeni maddeler
ekleniyor.
Geçen haftaki YKS’den sonra da
benzer bir şey yaşadık. Şimdiye kadar bir öğrenci ne kadar fazla
soru çözerse, başarılı olma ihtimali o kadar artar diye
inanıyorduk. Ama gördük ki eğer öğrencinin temelde bazı
eksiklikleri varsa, çözülen soru sayısı çok da işe yaramıyor.
Eskiden üç yıl boyunca dersi
asan öğrenciler, son sene derslere asılıp sınavda başarılı
olabiliyorlardı. Zaten kursların okullara çalım atması da bu yüzden
mümkün olmuştu. Ama şimdi sorular öyle bir hâle geldi ki son
düzlükte yapılan koşular çok işe yaramıyor.
Yani maratonun ilk üç etabında
piknik yapanlar, son sene ne kadar uğraşsa da pik yapamıyor.
...