Siz “Ne oluyor yahu!” bile diyemeden, bu sefer fıkra anlatmaya başlıyor.
Kahkahanız diyaframa doğru tırmanırken, aniden bir hadis-i şerif okuyor. Siz toparlanıp salevat getirirken, o birden “Bizim Libya’da ne işimiz var yahu?” diye bağırıyor.
Ardından deprem şakası yapıp, üç saniye sonra da deprem mizahı yapanlara hakaretler ediyor. Siz duygudan duyguya sürüklenirken, o bu sefer hiçbir şey yokmuş gibi deprem çantası satan bir şirketin tanıtımını yapmaya başlıyor.
Uykunuz geliyor ve yatağa uzanıyorsunuz. Ama o hâlâ yanınızda… İçini çekerek savaşta ölen çocuklara ağlıyor. Size de bir hüzün çöküyor ama arkadaşınızın gözyaşları daha göz altına inmeden, bel altı bir espri yapıp kahkahayı basıyor.