“Tiz bana o elçiyi çağırın!
Cesareti varsa bir de bana anlatsın bakalım…”
Çocuk gözlerini kapatıp durunca,
babası elindeki kâğıda bakarak cümleyi tamamladı.
“Üç beş haddini bilmez
çapulcunun Devlet-i Aliyye-i Osmaniyeyi nasıl işgal
edeceğini!”
Çocuk gözlerini açıp, bıkkın bir
yüz ifadesiyle kaldığı yerden devam etti.
“... üç beş haddini bilmez
çapulcunun Osmaniye Devletini nasıl...”
Adam derin bir nefes aldı.
Sinirlerine hâkim olmaya çalışarak, “Üç tane cümleyi
ezberleyemedin be oğlum!” dedi. “Odana git, birkaç kere daha oku!
Yarım saat sonra tekrar deneyeceğiz.”