Son birkaç yılda akran zorbalığı
okul bahçelerinden sanal âleme taşındı.
Artık öğrenciler okulda başa
çıkamadıkları çocukları, sanal dünyanın loş ortamında yakalayıp
intikam alıyorlar.
Çocuklar ekran karşısında
onlarca, belki yüzlerce kişiden dayak yerken, ortada kan ve ses
olmadığı için anne babaların ruhu bile duymuyor.
Çocukların ruh dünyalarının
röntgenini çekemeyen aileler, iç kanamayı fark ettiklerindeyse
maalesef çok geç olabiliyor.
Tatsız bir konu ama konuyu
somutlaştırmak adına birkaç örnek vereceğim.
***
Melbourne kentinde yaşayan 14
yaşındaki Şeniz Erkan isimli kızın intiharından sonra ailesi büyük
bir şaşkınlık yaşadı. Çünkü kızlarının büyük bir bunalım yaşadığını
fark etmemişlerdi.
İntihar olayından sonra acı
gerçek ortaya çıktı. Okul arkadaşları genç kızın bütün sosyal medya
hesaplarını ele geçirerek başkalarına iğrenç mesajlar atmışlardı.
Sonuç olarak da kızın cep telefonuna yüzlerce tehdit mesajı
gelmişti.
Bu genç kız her gün evinde
saatlerce bilgisayar veya telefonuyla vakit geçiriyordu. Anne
babası ise gündelik hayatımızda artık çok normal hâle gelen bu
etkinliği takip etme ihtiyacı hissetmemişti.
***
Diğer bir örnek Rebecca
Ann.
Amerika’nın
Florida eyaletinde yaşayan Rebecca, bir pazartesi sabahı okul
kitaplarını elbiselerinin altına sakladı. Akıllı cep telefonunda
kullandığı Kik Messanger isimli uygulamada adını “Ölü
Kız” olarak değiştirdi ve arkadaşlarına “Sonsuza
kadar hoşça kalın!” diye bir mesaj attı.
Sonra evden çıkıp yakınlardaki
bir çimento fabrikasına giderek kendisini yüksek bir yerden aşağıya
bıraktı.
Siber zorbalığa maruz kaldığı
için hayatına son veren bu kız da diğer örneklerde olduğu gibi
hayatının son dakikalarını yine sosyal medyada
geçirmişti.
Ailesi, ölüm haberini aldıktan
sonra büyük bir şaşkınlık yaşadı. Kızın arkadaşları
tarafından “Neden kendini
öldürmüyorsun?” veya “Senin yaşamaya hakkın
yok!” gibi mesaj bombardımanına uğradığı ancak ölümünden
sonra anlaşılmıştı.
***
Şu ana kadar duyduğumuz belki de
en sansasyonel intihar vakası Amanda Todd adında 15 yaşındaki bir
kıza ait.
Bu kızın yaşadıkları, siber
zorbalığın biraz daha iğrenç bir yüzü. Daha 12 yaşındayken
internetteki sohbet adamlarından biriyle tanışmış ve adam ne
yaptıysa kızı ikna ederek yarı çıplak bir fotoğrafını kendisine
göndermeye ikna etmişti.
Ve intihara kadar uzanan iğrenç
olaylar bu şekilde başlamıştı.
Amanda Todd intihar etmeden hemen
önce kartlara yazdığı cümlelerle yaşadığı iğrenç olayı anlatan bir
video çekti ve videoyu Youtube sitesinde paylaştı.
Daha sonra da intihar haberi
geldi.
***
İntihar vakalarında ateş hep
düştüğü yeri yaktı. Ve mesaj hep aynı yere düştü.
Evin içine…
Gencecik çocukların ölümden
önceki son dakikalarını bile sosyal medyada geçirmesi, siber
tehlikenin ne kadar sinsi olduğunu net bir şekilde
gösteriyor.
Sanal âlemde binlerce şey
paylaşan çocuklar, ölümün kıyısındayken bile anne babalarıyla bir
şey paylaşmıyorlar. Ölümden önceki son dokunuşları sosyal medya
oluyor.
Önceden yakın ilişki kurmak için
önce aile çevresinde, sonra parkta veya sokakta birilerini arayan
çocuklarımız, artık ekranlara yönelmekte.
Ve ekranlar inanın okuldan,
sokaktan ve parktan çok daha tehlikeli! Çünkü dışarıdan çok parlak
gözüken ekranın arka tarafındaki loş ortamda iyiyle kötüyü ayırt
etmek mümkün değil. Balla zehir aynı raflarda
sergileniyor.
Siber zorbalığın sosyal medya
kanallarını kullanarak ölüme sürüklediği birçok kişinin başından
geçenleri okuduğumuzda hep aynı sonu görüyoruz.
Sosyal medyada verilen son
mesajlar ve ölüme yürüyüş…
Anne veya baba hiç yok
hikâyelerinde…
Ne önce ne sonra…
***
Amanda Todd isimli kızın ailesi
elbette büyük acı yaşadı. Ama onlara en büyük acıyı yaşatan şey,
kızın ölmeden önce çektiği videoda kartlara yazdığı cümlelerin
sonuncusuydu.
Sıkışıp
kaldım.
Neden
buradayım?
Benden geriye ne
kaldı?
Hiçbir şey
bitmiyor.
KİMSEM YOK!