Geçen haftaki
yazımda “Kendime Mektup” başlığıyla 21 yaşındaki
bir gencin ağzından kendime bir mektup yazmıştım. Maksadım
gençlerin duygularına tercüman olmaktı.
Yazı yayınlandıktan sonra çok
kıymetli insanlardan çok güzel iltifatlar aldım. Acayip mutlu
oldum. Ancak sonra işler garip bir hâl almaya başladı. Duyguların
tercümesini artık nasıl iyi yapmışsam, tercümanla yazar birbirine
karıştı.
Şimdi ortalığın karıştığı o güne
gidelim ve neler olup bittiğine birlikte göz atalım.
İlk olarak bir arkadaş yanıma
gelip, “Hocam, bu hafta bir cevap yazarsın
artık!” dedi.
“Ne
cevabı?” dedim.
“Sana mektup yazmış ya
birisi…” dedi hafif gülümseyerek.