Geçen hafta sonu kitap fuarına katılmak için Trabzon’a gittim. Fuar alanına vardığımızda dışarıda yüzlerce metrelik bir kuyruk gördüm. Yaşları 12-18 arasında değişen ergenler soğuk havaya rağmen büyük bir neşe ve heyecanla bekleşiyorlardı.
Yanlarına doğru yaklaştığımda bir hareketlenme olmayınca beni beklemediklerini anladım. Sonra “Kimdir bu soğuk havada çocukları ip gibi dizen arkadaş?” diye merak edip kuyruğun önüne gittim. Adını daha önce hiç duymadığım, 20 yaşlarında bir yazar vardı masada.
Sırayla herkesle kucaklaşıyor, selfie çekiyor, sonra da imza atıyordu. Arada bir ayağa kalkıp kalabalığı selamlıyor ve kuyruktakiler çığlık atarak, havalara zıplayarak karşılık veriyorlardı.
İçimde kımıldanan kıskançlık hissine hafif bir tekme atıp, çocukların ellerinde tuğla gibi tuttukları kalın kitapların ismine baktım. Sonra da fuar alanına girip o kitapları buldum ve ilham almak için ayaküstü biraz okudum.
Okudukça bana bir aydınlanma geldi. Okurlarım arasında kitap yazmak isteyenler veya kuyruk özlemi olan yazarlar olabilir diye bu aydınlanmayı 10 maddede...