Bayram tatilinde ilginç bir olay yaşadım.
Bir çay bahçesindeydik. Harika bir ortam vardı. Gölgesine oturduğumuz incir ağacının yaprakları neşeyle hışırdıyor, yosun kokusuna bulanmış tatlı bir esinti yorgunluğumu zerre zerre dağıtıyordu.
Çayımdan ilk yudumu aldığımda birden ortama bir müzik sesi doldu. Dönüp ne oluyor diye baktım. Çay bahçesinin önüne yanaşan bir arabadan geliyordu müzik sesi.
Arabanın camından dışarı dökülen gürültülü notaların arasında “Ne bakıyon dayı?” gibi bir cümle duydum. Galiba şarkının nakaratıydı.
Arabanın motoruyla birlikte çok şükür müzik de kapandı. İki kız iki erkek arabadan indiler ve yan masamıza oturdular.
Grup garsonla konuşurken ister istemez kulak misafiri oldum. Kızlardan birisi garsona şöyle dedi;
“Buraya üç yıl önce gelmiştik ve çok sevmiştik. Şimdi çok bozulmuş. Her yeri kara haşemalı böcekler sarmış.”
Garson hiç yorum yapmadan siparişleri getirmeye gitti. Gençler ülkenin ne hâle geldiğiyle ilgili konuşmaya devam ederken, merakıma yenik düşüp Google’a “Ne...