Bir arkadaşım anlattı. Yabancı bir komşuları varmış. Nereli olduklarını hatırlamıyorum ama arkadaşımın eşine bir gün şöyle demiş;
“Bizim orada ramazan ayı gelirken insanlar -Nasıl ibadet ederiz, fakirleri nasıl doyururuz?- diye planlama yaparlar. Ama Türkiye’de herkes yeme içme derdine düşüyor. Çok şaşırdık!..”
O kişi şaşırmakta haklı. Çünkü biz ramazanı sevinçle ve coşkuyla karşılayacağız diye ipin ucunu biraz kaçırdık. Mutlu olacağız elbette. Ama taşkınlığa varan bir coşkuya gerek yok!
Ramazan ayında “Gastronomi ve Mutfak Sanatları” üzerine ilginç bir yoğunlaşmamız oluyor. Sonra da “Mübarek ne kadar hızlı geçti, bak son haftaya girdik” diye üzülüyoruz. Hızlı geçer tabii. Bu kadar etkinliğin içinde zamanın nasıl geçtiğini anlamak mümkün mü? “Nerede iftar orada sahur” yaşıyoruz. “Top patlasın, çay kaynasın” şeklinde geçiriyoruz bu ayı.
Ramazan ayı yaklaşırken bir aylık menü çalışanlar var. Yıl boyunca yemediğimiz yemekleri bu ayda sırayla...