Geçen hafta tek parti döneminde Karagöz ve Hacivat üzerinden
kurgulanan sosyal mühendislik girişimini yazmıştım.
Bazı konulara girince çıkmak zor oluyor. Mevzu derin olduğu için bu
konudan da tek yazıda çıkamadım.
Bu hafta da Çalıkuşu romanından bahsedeceğim.
Hemen herkesin okuduğu veya en azından bildiği bu kitapta Fransız
Mektebi’nde okuyan Feride’nin aşk acısını dindirmek için Anadolu’ya
kaçışı ele alınır.
Feride’nin dramatik hayatı sayfalarda akarken, tarih sahnesinden
silinmek üzere olan Osmanlı okuyucuya öcü gibi gösterilir.
Eğer kitabı okuduysanız, bazı cümlelerin karakterlerin ağzına
oturmadığını hissetmişsinizdir.
İşte bu yazı, kurguya ve romandaki karakterlerin ağzına oturmayan o
cümlelerin hikâyesidir.
Çalıkuşu operasyonu
Kurtuluş Savaşı yıllarında yazılan Çalıkuşu ilk kez 1922 yılında
Vakit gazetesinde tefrika edilir. Aynı yıl da kitap olarak
yayımlanır.
Bu hikâyenin bizi ilgilendiren kısmı da 1938 yılından sonra
yaşanır. İlk kez Yedigün dergisinde yayınlanan haberde, “Reşat Nuri
Güntekin’in Çalıkuşu kitabını yeniden yazdığı” duyurulur
herkese.