Salih Uyan Türkiye Gazetesi

Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın Bakanımız

Yeni kabine açıklanınca eğitim camiasında “siyaset üstü” bir heyecan yaşandı. Her kesimden insan yeni bakanın ne kadar doğru bir isim olduğu konusunda birleşti. Ziya Selçuk’u tanıyanlar...

17 Temmuz 2018 | 132 okunma
Yeni kabine açıklanınca eğitim camiasında “siyaset üstü” bir heyecan yaşandı. Her kesimden insan yeni bakanın ne kadar doğru bir isim olduğu konusunda birleşti.
Ziya Selçuk’u tanıyanlar bu heyecanı ve sevinci anlayabilir. Tanımayanlar da yakın zamanda tanıştığına ziyadesiyle memnun olacak diye düşünüyorum.
Çünkü yeni Millî Eğitim Bakanımız;
-Eğitimi iyi biliyor. Yaklaştığınızda üzerine sinmiş tebeşir ve mürekkep kokusu hemen fark ediliyor.
-Tam bir ezber bozma ustası. Ön kabul ve ön yargıya uzak, öngörü ve hoşgörüye yakın duruyor.
- Pedagojiyi ideolojinin önünde tutuyor.  
- Düşünce dünyasında Doğu-Batı trafiği çift yönlü akıyor. Kes-yapıştır bir sistemle medeniyet tasavvurunun mümkün olmadığını savunuyor.
- Yaygın bir aydın hastalığı olan Batı kompleksinden izler taşımıyor.
- Karnenin sol tarafı kadar sağ tarafını da önemsiyor. Terbiye olmadan talimin bir işe yaramayacağını iyi biliyor.
- İyi bir konuşmacı. Alçak ses tonuyla, yüksek seviyeden konuşabiliyor.
- Dilinde akademik zehirlenme belirtileri yok. Eğitimden bahsederken gri renkli, donuk ve bir tarım makinesinin kullanım kılavuzunu andıran mekanik terimlerden uzak duruyor.
-Onca birikimi ve tecrübesine rağmen rol yapmadan mütevazı olmayı becerebiliyor.  
-“Kimi öğretmen iklim oluşturur. Kimisi de hava durumu sunar!” sözüyle öğretmenliği, “Eğitim emzirmektir!” sözüyle de eğitimi yeniden tarif ediyor.
- En önemlisi de eğitimle ilgili bir derdi var ve bunu her konuşmasında hissettiriyor.
 
On numara sorular
 
Ziya Selçuk’u en son Antalya'da katıldığım bir seminerde dinlemiştim. Notlarımı karıştırdım. Konuşmasına başlamadan önce salondaki eğitimcilere sorular sormuş.
Eğitimciler olarak bu on sorunun cevabı üzerine düşünsek bize yeter!
İşte o sorular;
1- Hangi öğrencilerin başarılı, hangilerinin başarısız olacağıyla ilgili öngörülerinizin hep tutması size ne hissettiriyor?
2- Başarısız diye nitelediğiniz öğrenciler acaba sizin için ne hissediyorlardır?
3- “Öğrenemiyor” demek “öğretemiyorum” demekten daha mı kolay?
4- Çocuklara kendilerini sadece öğrenci gibi mi hissettirdiniz? Yoksa bilim insanı, avukat, şovmen, ressam vs. gibi mi?
5- “Her gelen nesil bir öncekini aratıyor!” diyor musunuz?
6- İçinizden hiç "Keşke benim sınıfımda olmasaydı!" dediğiniz öğrenciler oldu mu?
7- "TEOG sınavına bazı öğrenciler girmeseydi okul puanımız yükselirdi" dediğiniz oldu mu?
8- Türkiye'deki öğrenciler Kanada'da okusa daha mutlu ve başarılı olurlar mı sizce?
9- Veliler olmasa okulu ne güzel idare ederdik diye düşündünüz mü hiç?
10- Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklar dikkate alınıp çalışmalar planlanıyor. Peki öğretmenler arasındaki bireysel farklılıklar üzerine neden çalışmalar yapılmıyor?
 
Vallahi bravo!
 
Kendimi Ziya Selçuk'un yerine koyuyorum.
Yıllarca sistemi eleştirmişim. Yapılması gerekenleri sıralamışım. Eğitimle ilgili söz sahibi olmuşum.
Eğitimle ilgili bütün etkinliklere davet ediliyorum. Bir de okul açmışım.
Sonra Millî Eğitim Bakanı olmam isteniyor. Ne yapardım acaba?
Kabul etmezdim herhâlde.
Endişem, kamuoyundaki beklentiyle doğru orantılı olarak zirve yapardı.
Başarısız olmaktan, itibarımı kaybetmekten korkardım. Siyaset sahnesinde eleştirel düşünme becerilerimi ve analiz-sentez yeteneğimi kaybedip, "Dün dündür, bugün bugündür" kıvamına gelmekten endişe ederdim.
Ama Ziya Selçuk böyle yapmadı ve zor olanı seçti.
Şimdi kendisini zor, eğitim camiasını güzel günler bekliyor.
Helal olsun!
 
Lise yılları
 
Yıllar önce aynı sıraları paylaştığımız liseden sınıf arkadaşlarım Mustafa Varank ve Mehmet Kasapoğlu yeni kabinede bakan olarak görev aldılar.
Sanayi, teknoloji, spor ve gençlik adına büyük başarılara imza atacaklarına emin olduğum sevgili arkadaşlarımı, pardon sayın bakanlarımızı tebrik ediyorum.
Ve bu başarılarından dolayı acayip gurur duyuyorum.
Onlara da helal olsun!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kınayan kınasın! 21 Kasım 2024 | 153 Okunma Artırılmış gevşeklik ve yatay zekâ! 14 Kasım 2024 | 128 Okunma Sade vatandaş 07 Kasım 2024 | 42 Okunma Senarist öyle istiyor! 31 Ekim 2024 | 115 Okunma Kâbus 24 Ekim 2024 | 89 Okunma