Şimdi hayal edin. Yeni bir şirket kuruldu ve siz de o şirkette işe girdiniz. İlk gün kalabalık bir grupla birlikte toplantı yapıyorsunuz. Herkes ilk günün heyecanıyla oturuyor. Patron da çalışma şartlarını açıklıyor;
“Arkadaşlar, öncelikle şunu söyleyeyim. Bizde mesai mefhumu veya ofiste çalışma mecburiyeti yok. İstediğiniz yerden çalışabilir, istediğiniz saatte gidip gelebilirsiniz.”
Kalabalıkta hafif bir kıpırdanma oluyor. Bir adam yanındaki kişinin kulağına, “İşte bu ya!” diye fısıldıyor. “Esnek çalışmaya bayılırım!”
“Yapacağınız iş de çok basit. İnsanların ilgisini çekecek şeyler düşünecek ve sürekli üreteceksiniz. Herhangi bir sınırlama yok. Göbek atın, hava atın, çamur atın, iftira atın. Çok fark etmez. Sonra bu ürettiğiniz içerikleri birbirinize atacaksınız. Olayımız bu. Var mı sorusu olan?”
“Belli bir kıyafet mecburiyeti var mı acaba?”
“Yok, kafanıza göre. Hatta hiç giymeseniz de olur. Orada da çok esneğiz.”
Herkes şaşkın bir şekilde birbirine bakıyor. Bu sırada birisi cesaret edip elini havaya kaldırıyor;
“Buyurun...