12-13 yaşlarındaydım. Aynı
sokakta oturduğumuz bir arkadaşımla Fatih Camii'ne teravihe
gidiyorduk. Malta çarşısından geçerken saate baktım. Namaza daha
yarım saat vardı. “Erik alalım mı?” dedim
arkadaşıma. “Olur” dedi. Manavın önünde yemyeşil
dizili eriklerden bir kilo alıp camiye gittik.
Şadırvanda erikleri yıkadık ve
hiç konuşmadan kütür kütür yedik...
Erikler bittiğinde ezan okunmaya
başladı. Avluda tatlı bir esinti vardı. Kalkıp caminin içine
doğru...