Son zamanlarda had aşım faturamız acayip kabardı. İstihzanın sınırları aşıldı. Hakaret, iletişimin ölçü birimi hâline geldi. Bunlara alıştık. Ama işin kötüsü mantık silsilesindeki zincirler de birer birer kopuyor.
Şimdi düşünün; Bir çocuk okulda öğretmeninden dayak yese... Çocuğun velisi bunun üzerine “Okullar kapatılmalı. Böyle saçmalık olmaz. Türkiye’ye en büyük zararı okullar veriyor” diye veryansın eder mi?
Adam dışarıda yemek yerken çorbasından sinek çıksa... Bu kişi ertesi gün sosyal medyada, “Lokantalar bu ülkenin en büyük problemidir. Lokanta zulmü bitsin. Herkes evinde yemek yesin” diye öfkeli paylaşımlar yapar mı?
Bir garson yanlışlıkla kadının üzerine kaynar çay dökse ve kadın yansa… Kadın garsonun sakarlığına kızmak yerine, çay düşmanı kesilir mi?
Okuyunca saçma geliyor, değil mi? Çünkü sebep-sonuç ilişkisinde şiddetli geçimsizlik var. Ama biz bu saçmalığı uzun zamandır yaşıyoruz. Çok maruz kaldığımız için normalleştirdik belki ama vaziyet hiç iyi...