Başkan Donald Trump’ın 7 Müslüman ülke vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklaması ABD dahil dünyanın birçok yerinde protesto edilirken, Türkiye’den fazla bir ses çıkmaması çok kimseyi şaşırttı.
Gerçekten bu gibi hallerde tepkisini en sert şekilde dile
getiren Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Türk siyasi liderleri bu
olayda suskun kaldılar. Halktan ve çeşitli kuruluşlardan da bir
hareket görülmedi.
Bunun nedenini anlamak zor değil.
Kuşkusuz Türkiye’de hiç kimse Trump’ın yaptığını doğru bulmuyor,
herkes dini ayrımcılığına karşı öfke duyuyor, bu davranışın terörü
önlemek yerine daha çok etkileyeceğine inanıyor.
“Bekle-gör” durumu
Ama Ankara’nın İngiltere’den Avustralya’ya kadar birçok ülkenin
aksine bu tepkisini yüksek sesle duyurmaması Türk diplomasisinin
ABD’deki iktidar değişikliğinden sonra bir “bekle-gör” pozisyonuna
geçmek zorunda kalmasından kaynaklanıyor.
Türk-Amerika ilişkilerinin kriz geçirdiği bir dönemde, Ankara’nın
bazı temel sorunların çözümü konusunda Trump yönetiminden önemli
beklentileri var. FETÖ elebaşının Türkiye’ye iadesi ve PYD/YPG’ye
desteğin kesilmesi başta olmak üzere, Trump’ın ilişkileri direkt
etkileyen meselelerde nasıl bir tavır alacağı henüz belli
değil.
Bu herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump ile yakında yapacağı
Milano görüşmesinden sonra belli olacak.
Ankara’nın bu güne kadar Trump’ı karşısına almaktan çekinmesi ve
biraz daha sabırlı ve temkinli davranması akılcı bir harekettir.
Ancak bu bazı yetkililerin, Trump’ın “güç yasağı”na karşı
görüşlerini ifade etmelerine engel değil. Nitekim bu da ılımlı ve
dikkatli bir üslupla yapılıyor...