Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye Ortadoğu’daki krizlerde sık
sık devreye girip arabulucu veya kolaylaştırıcı rolünü
üstleniyordu. O kadar ki o zaman bu köşede arabuluculuk misyonunun
“Türk hariciyesinin yeni bir sektörü” haline geldiğini
belirtmiştik...
Son dönemde ise (özellikle Arap Baharı’ndan sonra) bölgedeki
anlaşmazlıklar ve gerginlikler fazlasıyla arttığı halde, Ankara’nın
arabulucu olarak devreye girmesi pek mümkün olmadı. Bunun başlıca
nedeni de Türk dış politikasının ortaya çıkan krizlerde (başta
Suriye olmak üzere) taraf haline gelmiş olmasıdır.
Bu hafta patlak veren Suudi Arabistan-İran krizinin çözümü için
“birileri”nin araya girip tarafları uzlaştırması gerektiği
söylendi. Ama bu kim olacak?
ABD açıkça “arabulucu” olmayı düşünmediğini ilan etti ve diğer
Batılı ülkeler gibi, sadece taraflara “itidal” çağrısında
bulundu.
Rusya hemen öne çıktı ve “Biz arabulucu oluruz” dedi. Ne var ki
Rusya Suriye olayında “taraf” ve İran’ın yandaşı. Dolayısıyla,
Suudilerin güvendiği ve arabuluculuğuna rıza göstereceği bir ülke
değil.