Olaylar baş döndürücü bir hızla gelişti: Birleşik Krallık’taki referandumdan çıkan AB’den ayrılma -Brexit- kararının yarattığı şok içinde Başbakan David Cameron istifa edeceğini açıkladı ve vakit kaybetmeden görevini Muhafazakâr Parti’nin aniden yükselen yıldızı Theresa May’e devretti. Süratle kurulan yeni hükümetin başlıca işi, Britanya’nın AB’den çıkmasına yönelik müzakere sürecini bir an önce başlatmak olacak.
Bu tarihi olayın yankıları sadece Birleşik Krallık’ta değil,
Avrupa’da ve hatta bütün dünyada devam ediyor. AB kızgın ve
tedirgin. Uluslararası camia (piyasalar dahil) şaşkın...
Bu olay Türkiye için ne ifade ediyor?
Pek çok ülke gibi Ankara da Britanya’nın bu beklenmedik kararına
üzüldü tabii. Bu tepkinin kendi çıkarlarıyla ilgili bir boyutu var:
İngiltere Türkiye’nin AB üyeliğine aktif destek sağlayan ülkelerin
başında geliyordu. Bu durumda Ankara AB içinde önemli bir
destekçisini kaybediyor.
Benzer tutumlar
Bununla beraber, yeni ortamda “Brexit”, Türkiye’nin İngiltere ile
daha güçlü bağlar kurması fırsatını yaratıyor.
Yeni Başbakan Theresa May de belirtti: İngiltere bundan böyle AB
dışındaki ülkelerle de sıkı ilişkiler kurmaya çalışacak, yani bir
nevi “çok boyutlu bir dış politika” izleyecek...
Benzer bir dış politika anlayışını benimseyen Ankara bu durumda
İngiltere’yi -İngiltere de Türkiye’yi- kendisine daha yakın
hissedebilir.
Bu konuda görüşünü aldığımız Türkiye’nin Londra’daki eski
büyükelçisi İnal Çeviköz’ün deyişiyle, “Brexit” Türk İngiliz
ilişkilerinde yeni ufuklar açıyor. İki ülke arasında ticaret başta
olmak üzere birçok alanda ilişkiler ve de siyasi diyalog daha çok
geliştirilebilecek.
“Reel politika” zamanı
İkili ilişkiler Cameron döneminde çok iyi gitti. Acaba May
döneminde de öyle devam edecek mi?
Yeni kabinede Dışişleri Bakanlığı’na Boris Johnson’un getirilmiş
olması ilk bakışta Türkiye açısından memnuniyet verici görülebilir.
Bunun nedeni, Johnson’un kısmen Türk soyundan gelmesi ve geçmişte
-Londra Belediye Başkanlığı sırasında- Türkiye’ye sempati göstermiş
olmasıdır. Ne var ki son referandum kampanyasında Türkiye’ye ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı çok olumsuz sözler sarf etti.