ABD’de başkanlık seçimlerine yaklaşık 3 hafta kala Demokrat aday Hillary Clinton ile Cumhuriyetçi aday Donald Trump, üçüncü -ve son- TV tartışmasında kozlarını paylaştı.
Adayların yüz yüze görüşlerini ortaya koydukları bu TV
münazaralarının Amerikan seçmenleri -ve özellikle kararsızlar-
üzerinde etkili olduğu hep görülmüştür. Son üç tartışmanın ışığında
yapılan nabız yoklamaları, Hillary’yi rakibinin önünde gösteriyor.
Ama kampanyanın şu son aşamasının çok hararetli geçtiği ve finişe
yakın noktada bir “başa baş” durumunun beklenebileceği
söylenebilir...
Bizim saatle dün sabaha karşı yayınlanan TV karşılaşması, daha önce
bu seçim kampanyasında görülen bir seviyesizliği bir kez daha
gözlerin önüne serdi. İki aday da saldırgan davrandı, birbirine
hakaretler yağdırdı. (Örneğin dün Trump Hillary için “iğrenç
kadın”, Bayan Clinton da Donald için “Putin’in kuklası” dedi).
Gerçekten bu seçim kampanyasında şimdiye kadar seçmenin duymaya pek
alışık olmadığı çirkin laflar edildi...
Ama dünkü TV tartışmasında esas şok yaratan olay, Trump’ın,
moderatörün “Seçim sonucunu ne olursa olsun kabul edecek misiniz?”
sorusuna kesin yanıt yerine “Bunu o zaman göreceğiz” şeklinde bir
karşılık vermesi oldu. Çoğu Amerikalı bunu ABD’deki demokratik
sisteme karşı bir çıkış -ve Trump için bir gaf- olarak kabul
ediyor...
Tampon bölge
Dünkü tartışmada güncel dış politika meseleleri ele alındı. Musul
konusu konuşulurken, Clinton’un bölgede bir “uçuşa yasak bölge”nin
kurulması fikrini savunduğu görüldü. Bilindiği gibi, Obama yönetimi
şimdiye kadar Suriye’de bir tampon veya güvenli bölge kurulmasına
karşı çıkıyordu. Hillary bunun hem IŞİD’i durdurmak, hem göçü
önlemek için Rusya ile müzakere edilerek gerçekleştirilebileceğini
belirtti.