Yunan devlet adamı eski Başbakan Yorgo Papandreu, İstanbul’da
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptığı “Daha İyi Bir Avrupa’yı Tahayyül
Etmek” başlıklı konuşmasının başında, gençliğine dair ilginç bir
anısını nakletti.
Yunanistan’daki 1968 askeri darbesinden sonra Yorgo Papandreu,
geride “faşist rejimi” ve hapsedilen babası sosyalist lider Andreas
Papandreu’yu bırakıp, İsveç’e iltica etmişti.
Kendi deyişiyle, bir mülteci olarak adeta bir cehennemden kaçmış,
bir cennete kavuşmuştu...
Genç Yorgo orada Avrupa değerlerinin, demokrasinin, insan hak ve
özgürlüklerinin önemini hissedecek ve “Avrupa yaşam
standartları”nın neden bu kadar “cazip” göründüğünü
anlayacaktı...
Çok şey değişti
Ya şimdi durum nasıl?
Son zamanlarda çok şey değişti yaşlı kıtada... Finansal ve ekonomik
kriz... Yolsuzluklar... Siyasi aşırılık ve şiddet... Kitlesel göç
dalgası...
Sunumunu bitirdikten sonra Papandreu’yla ayaküstü sohbetimizde
başta terör olmak üzere bütün bu faktörlerin Avrupa demokrasisi
için bir baskı veya tehdit olup olmadığını sordum. “Evet, bu ciddi
bir tehdittir” dedi. Özellikle terör, güvenlik kaygılarını öne
çıkarıyor ve bazı özgürlükleri kısıtlayan tedbirleri zorunlu
kılıyor.
Ama Papandreu’nun üstünde durduğu nokta şu: Terör ve şiddete karşı
güvenlik tek hal çaresi değil, ekonomik reformlardan eğitime kadar
alınması gereken bir dizi tedbir var. Önemli olan da bu süreçte
demokrasinin zedelenmemesine özen göstermektir...