BM Genel Sektereri Ban Ki-moon’dan Avrupa Birliği Konsey Başkanı Donald Tusk’a ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel’e kadar birçok dünya lideri son günlerde PKK’nın Türkiye’deki kanlı saldırılarını sert ifadelerle kınadılar. ABD dahil birçok devlet yetkilileri de sözlü veya yazılı olarak bu yönde tavırlarını açıkça ortaya koydular.
Yani PKK terörüne karşı Türkiye’ye destek konusunda geniş bir
uluslararası konsensüs var. Bu Türk diplomasisi için anlamlı bir
kazanım.
Ankara PKK terörüne karşı açtığı savaşta başta müttefik ve dost ülkeler olmak üzere, uluslararası toplumun dayanışmasına büyük önem veriyor. Hatta PKK terörü Türk dış politikasının da mühim bir “belirleyici faktör”ü oluyor.
Ankara, yabancı ülkelerle ilişkilerini PKK terörü karşısındaki aldıkları tavra göre değerlendirmek eğiliminde...
Sadece lafta değil
Ankara son günlerde PKK saldırılarına karşı pek çok ülkenin ve
uluslararası kurumun kınama korosuna katılmasından memnun. Ancak bu
konuda bazı beklentileri de var.
Başlıca beklenti, müttefik ülkelerin “retorik” yani söylemle kalmayıp, Türkiye’nin PKK’ya karşı giriştiği mücadeleye “aktif” olarak katkı ve destek sağlamalarıdır.
Türk kamuoyunda bazı dost ülkelerin bu desteği sağlamak yerine el altından terör örgütüne -dolaylı şekilde de olsa- yardımcı oldukları algısı var. Hükümet yetkilileri de zaman zaman bu konudaki kuşkularını dile getiriyorlar.