Geçen hafta Lefkoşa’nın Rum kesiminde gerçekleşen bir “üçlü
zirve”, Doğu Akdeniz’de yeni bir oluşumun işareti mi?
Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Anastasiadis, Mısır Devlet Başkanı El Sisi
ve Yunanistan Başbakanı Çipras’ın buluşup Doğu Akdeniz’in geleceğe
ilişkin stratejik kararlar alması, sıradan bir olay değil
tabii.
Üç liderin ele aldığı ve üzerinde mutabık kaldığı başlıca
konular, Doğu Akdeniz’de “münhasır ekonomik bölgeler”in
belirlenmesi ve Kıbrıs adasının güneyindeki doğal gaz kaynaklarının
(işletmeye açılacağı zaman) Mısır yoluyla dünyaya pazarlanmasıyla
ilgili.
Her iki konu da halen ilk aşamasında. Münhasır ekonomik bölge
sınırlarının çizilmesi ve adanın güneyindeki doğal gazın
çıkarılması zaman alacak. Ancak üç ülkenin bu projeler üzerinde
çalışmaya başlamaları, bir “stratejik ortaklık” kurma istek ve
kararlılığını gösteriyor.
Tabii ki şu anda bunu “bölgesel yeni bir eksen” olarak
nitelendirmek mümkün değil. Ama son zamanlarda Kıbrıs Rum
yönetiminin içinde olduğu başka ikili veya çok yanlı işbirliği
bağlarının kurulduğu görülüyor. Örneğin İsrail ile Güney Kıbrıs (ve
Yunanistan) arasında savunma ve enerji alanlarında ve gene Rum
yönetimi ile Rusya arasında siyasi ve ekonomik alanda yeni
işbirliği adımları atıldı.
***
Türkiye bu oluşuma seyirci. Ankara Güney Lefkoşa’daki son üçlü
zirvede varılan mutabakata sert tepki gösterdi. Resmi ağızlar
Türkiye’nin her zamanki gibi Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik
bölge sınırlarının belirlenmesini tanımayacağını, doğal gaz
kaynaklarının “tek yanlı” işletilmesine de izin vermeyeceğini
söylediler.
Türkiye BM’nin Deniz Hukuku ile ilgili uluslararası sözleşmesine
dahil olmadığı için, Doğu Akdeniz’in “paylaşılması” çalışmalarının
da dışında kalıyor. Bu gerekçeyle, üçlü zirvede alınan karara da
itiraz ediyor. Ne var ki daha önceki çalışmalarda da uluslararası
camianın Ankara’nın pozisyonunu geçerli saymadığı görüldü.