Sona ermekte olan 2016 için “Yılın Kişisi”ni seçmekte zorlandığımı söyleyemem.
Daha önceki yıllarda böyle bir sıkıntı olmuştu çünkü...
Gerçi bu yıl içinde öne çıkan, kendisinden çok söz ettiren ve ağırlığını hissettiren -Almanya Şansölyesi Merkel’den Kolombiya Başkanı Santos’a kadar- birkaç önemli isim var. Ama bunların hiçbiri ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın yerini alamaz...
Aynı şey “Yılın Olayı” için de söylenebilir. Kuşkusuz 2016, büyük dünya olayları açısından, -BREXIT’ten terör eylemlerine ve göç hareketlerine kadar- çok hareketli bir yıl oldu. Ama Suriye’deki ve özellikle Halep’teki insanlık dramı, hepsinden daha fazla “Yılın Olayı” sıfatına hak kazandı...
Neden Donald Trump?
Milyarder işadamı Donald Trump, “dışarıdan” Cumhuriyetçi Parti başkan aday adayı oluğunda, çoğu Amerikalı buna gülmüş veya şaşmıştı. Cumhuriyetçi Parti içinde, rakipleri, siyasette veya devlet hizmetinde deneyimli isimlerdi. Üstelik anketler de ona parti içindeki yarışta fazla şans tanımıyordu.
Trump sıra dışı görüşleriyle (İslam ve göç aleyhtarlığı gibi) ve kırıcı, kaba üslubuyla herkesi şaşırttı, çok kimseyi de kızdırdı. Ama o, eyalet eyalet dolaşıp Cumhuriyetçi rakiplerini teker teker saf dışı etti. Ve bu kez, Demokrat Parti’nin yıldızı olan esas rakibi Hillary Clinton ile karşı karşıya geldi.
Hayret: Uzun seçim kampanyasında, Trump Hillary’nin karşısında adım adım ilerledi.
Ve sonunda bütün tahminleri yanıltarak ABD’nin 45. Başkanı
olmak hakkını kazandı!