Suudi Arabis-tan’daki “Saray Darbesi”nin önümüzdeki dönemde içte ve dışta ne gibi sonuçlara yol açacağına ilişkin sorulara kesin yanıt verebilecek kimse yok herhalde... İçte başlıca soru, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın hanedan mensupları dahil, geniş tasfiye ve gözaltına alma operasyonundan sonra, duruma tam hâkim olup olamayacağıdır. Veliahdın bu hamlesiyle, ülkede çok hassas yeni bir süreç başlıyor. Soruşturma ve yargı safhasında neler olabileceğini kestirmek çok zor. Saf dışı edilen prensler ve diğer nüfuzlu kişiler -ve onları destekleyen muhafazakâr kesim- nasıl bir tepki gösterecek? Dışta da zihinleri kurcalayan esas soru, S. Arabistan’ın rakibi İran ile çekişmesinin tırmanması tehlikesiyle ilgili. Riyad ile Tahran arasındaki “vekâlet savaşı”nın yeni alanlara yayılabileceğine dair işaretler var. Yemen’den sonra şimdi sıra Lübnan’a mı geliyor? Daha da kötüsü, Riyad ile Tahran arasındaki “Soğuk Savaş”ın bu kez bir “Sıcak Savaş”a dönüşmesi olası mı? Kuşkusuz bu iki taraf için de bir çılgınlık olur; ama gerilim böyle devam ederse her şey olabilir...
Tercihe gerek yok
Türkiye açısından, zaten Suriye ve Irak’taki olaylarla başı epey dertte iken, bölgede yeni krizlerin ve çatışma risklerinin ortaya çıkması, endişe verici...