IŞİD bu hafta Irak’ta Ramadi’yi, Suriye’de de Palmira’yı ve son sınır karakolu El Tanef’i ele geçirmek suretiyle, iki cephede birden ilerleyişini hızlandıracak güçte olduğunu gösterdi.
Geçen gün Ramadi’nin düşmesinden sonra, bunun IŞİD için ne kadar önemli bir başarı ise, Irak hükümeti için de o kadar ciddi bir yenilgi olduğunu yazmıştık. Şimdi aynı şeyi Esad rejimi için de söyleyebiliriz.
Gerçekten bu, Suriye ordusunun uğradığı en büyük kayıplardan biri. Suriye askerlerinin antik kent Palmira’yı savunamaması ve aynı zamanda stratejik bir önem taşıyan bu bölgeyi IŞİD savaşçılarına terk etmesi, artık ciddi bir güç ve moral bozukluğu içinde bulunduklarını ortaya koyuyor.
Halen Suriye topraklarının yaklaşık yarısı (95 bin kilometrekare) IŞİD’in kontrolü altında. Ve Şam’da hiçbir yetkili, örneğin Palmira dahil, bu toprakların bir karşı saldırıyla geri alınması olasılığından söz etmiyor...
Esad mı, IŞİD mi?
Suriye cephesindeki son gelişme, Esad için en büyük tehlikenin çeşitli muhalif gruplarından ziyade, IŞİD’den geldiği gerçeğini hatırlatıyor. Zaten Esad dahil, Şam’da resmi ağızlar öteden beri bu tehlikeye işaret ediyorlardı. Ankara’da bazılarının bir ara Esad ile IŞİD arasında gizli bir anlaşma olduğunu, IŞİD savaşçılarının Suriye ordusuna değil muhaliflere karşı savaş açtığını iddia etmesinin hiç de doğru olmadığı bu son olaylarda da kanıtlanmış oldu...