Türk diplomasisi 10 yıl önce bölgesel sorunlarda aktif bir arabuluculuk misyonu üstlenmeye başlamıştı. Özellikle Ortadoğu anlaşmazlıklarında o dönemde Ankara izlediği tarafsız politikasıyla “kolaylayıcı” bir rol oynamak fırsatını ele geçirmişti.
Bu anlaşmazlıklardan biri de, Suriye ile İsrail arasındaki Golan meselesiydi. Dönemin Başbakanı Erdoğan, bu sorunun çözümünü “kolaylaştırmak” amacıyla, Suriye Devlet Başkanı Esad ile İsrail Başbakanı Olmert arasında “dolaylı” müzakereler başlatmıştı. Bu çabaların Şam ile Tel Aviv arasındaki “savaş durumu”na son vereceği umudu doğmuştu.
Ne var ki o günlerde İsrail’in Gazze bölgesinde giriştiği saldırı sonunda bu umut suya düştü.