Hükümetin Batı’dan uzaklaşma, ama kopmama politikası, Türk
kamuoyunda aynı şekilde yankılanıyor...
Kadir Has Üniversitesi’nin geçen ay ülke çapında yaptığı kamuoyu
araştırmasından çıkan en anlamlı sonuçlardan biri bu.
Önceki gün açıklanan geniş kapsamlı anketin dış politikayla
ilgili sonuçları, son yıllara göre 2016’da Batılı ülkelere ve AB,
NATO gibi kurumlara karşı beliren daha güçlü ir eğilimi ortaya
çıkarıyor.
Bunun rakamlarla açıklaması kısaca şöyle:
AB üyeliğine destek yüzde 45.6’ya düştü. (Bir yıl önce bu oran
yüzde 65 idi). Son ankete göre AB’ye destek vermeyenlerin oranı
yüzde 34’ten yüzde 54’e yükselmiş bulunuyor.
AB üyeliğinin gerçekleşebileceğine inananların sayısında da düşüş
var. Halkın sadece yüzde 27’sinde böyle bir umut kalmış...
NATO üyeliğine devam konusunda da ciddi bir gerileme kaydediliyor.
Geçmiş yıllarda bu oran yüzde 70’lerde iken, şimdi sayı yüzde 58
seviyesinde...
ABD’ye dost ve müttefik olarak bakanların sayısı da epey azaldı. Bu
oran şimdi yüzde 11.3’ten ibaret. ABD’yi artık dost saymayanlar ise
yüzde 88.7’yi buluyor...
Kim kimi etkiliyor?
Türk halkında hükümetin davranışlarında da görülen bu negatif
duyguların hâkim olmaya başlaması sürpriz değil. Bu durum,
Türkiye’nin hassas olduğu birçok konuda Batı’dan beklediği anlayış
ve desteği görmemesinin bir sonucu.
Bununla beraber, bu rakamlar Türk halkının AB ve NATO’dan büsbütün
kopmak istemediğini de gösteriyor. Aslında hükümetin izlediği
politika da bu yöndedir.
Bu paralellik, iktidarın politikalarıyla kamuoyunun tavrı
arasındaki ilintiyi sergiliyor. Kuşkusuz bunda karşılıklı
etkileşimin olduğu kadar iktidarın kullandığı çeşitli
enstrümanların ağırlıklı tesirlerini hesaba katmak gerekir...