Ankara ile uyum tam olacak mı?
Lefkoşa’daki sohbeti- mizde KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı çözüm olasılıklarından söz ederken, bunun gerçekleşmesi için Rum tarafının da uzlaşıcı davranması gerektiğini belirtti ve “Tango dans etmek için iki kişi lazım” sözünü anımsattı.
Akıncı bunu söyledikten sonra gülümseyerek şu cümleyi ekledi:
“Aslında Kıbrıs meselesinde dans tango değil, halay veya sirtaki
olmalı. Çünkü burada ikiden fazla aktör var”...
Doğrudur: Kıbrıs meselesinde bölünen adadaki iki halk karşı karşıya
bulunuyor; ama, sorunla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olar
başkaları da var: Türkiye, Yunanistan ve İngiltere (üç garantör
devlet), ABD, AB ve Birleşmiş Milletler...
Çözüme yönelik atılan her adımda, bütün bu aktörlerin perde
arkasında rolleri var.
Bu nedenle Mustafa Akıncı’nın tango örneğini verip bu işin sadece
iki tarafın gayretiyle halledilemediğini, diğer oyuncuların da
pozitif bir rol almaları gerektiğini söyledi...
Yeşil ışık mı, fren mi?
Çözüm konusunda “olmazsa olmaz” olarak kabul edilen ülkelerin
başında Türkiye geliyor. 1974 harekâtından sonra Türkiye, adadaki
askeri ve siyasi varlığıyla Kıbrıs sorununun bir parçası olmuştur.
Açıkçası KKTC, görünürdeki bağımsız yapısına rağmen, fiilen
Türkiye’nin bir uzantısı durumundadır.
Yıllardan beri çeşitli dönemlerde yürütülen Kıbrıs müzakerelerinde
Ankara hep KKTC ile uyum içinde, belirleyici bir rol oynamıştır.
Lefkoşa ve Ankara meseleye hep aynı çıkar açısından bakmıştır.