Barışın sağ- lanması için yapılacak fedakârlıklar, müzakerelerde harcanan tüm gayretlere değer”...
Bu sözleri geçen gün CNN’de Christiane Amanpour’un sunduğu röportajda, Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos söylüyordu.
Kolombiya lideri bu değerlendirmeyi, geçen hafta ülkesini 51 yıldır
kasıp kavuran ve kısaca FARC diye bilinen “Devrimci Silahlı Güçler”
adlı terör örgütüyle gerçekleştirdiği barış anlaşması vesilesiyle
yaptı.
Santos, Amanpour’un “Hiç olmayacak sanılan böyle bir sonucu nasıl elde ettiniz?” şeklindeki sorusuna verdiği yanıtta, kararlılık ve sebatla en karmaşık sorunların çözümlenebileceğini, bu son Kolombiya örneğinin de açıkça gösterdiğini söyledi...
Kanlı bilanço
Kolombiya teröre en uzun süre sahne olan, 47 milyon nüfuslu bir Latin Amerika ülkesi. Rejimi silah yoluyla devirmeyi amaçlayan Marksist örgütün eylemleri şimdiye kadar 200 bin kişinin (yüzde 80’i sivil) ölmesine, 7 milyon kişinin evlerini terk etmesine yol açtı.
Yıllar önce Kolombiya’ya uluslararası bir konferans vesilesiyle gittiğim dönemde FARC’ın giriştiği kanlı saldırılar hayatı adeta felce uğratıyordu. Halk bezgin ve umutsuzdu. Her ne kadar devlet askeri gücüyle teröristleri ortadan kaldıracağını söylüyor idiyse de sokaktaki adam buna pek inanmıyordu.