İleride tarihçiler Obama dönemi için ne diyecekler bilmiyoruz, ama şu sırada analistlerin bu konuda söyledikleri veya yazdıkları oldukça çelişkili.
Önümüzdeki cuma günü toplam 8 yıllık başkanlık dönemi sona erecek olan Barack Obama’nın başarılı bir lider olduğunu düşünenler de var, tam aksine, onu başarısız görenler de...
Böyle toptan bir hüküm yerine, değerlendirmeyi tek tek konulara göre yapmak daha doğru olur.
O takdirde, Obama’nın bazı konularda başarılı, diğer bazı konularda ise başarısız olduğu ortaya çıkar.
Bu hem iç, hem dış politikasındaki performansı için geçerli.
Biz burada Obama yönetiminin dış politikasını mercek altına alacağız.
Hem iyi, hem kötü
Obama karnesinin başarı hanesinde yer alan başlıca konularından biri, 2015’te İran ile nükleer anlaşmanın imzalanması, diğeri de Küba ile yarım yüzyıl sonra ilişkilerin yeniden kurulmasıdır. Bu arada Obama’nın küresel ısınma ile ilgili uluslararası anlaşmanın gerçekleşmesinde oynadığı rol de onun “artılar” listesinde yer alıyor.
Obama’nın selefi George W. Bush’tan devraldığı kötü mirastan kurtulma çabası, işe yeni bir vizyonla sarılması, aslında iyi bir not gerektirir. Örneğin Afganistan’dan ve Irak’tan askerlerini çekme kararı gibi. Ancak pratikte bu, umulan sonucu, yani barış ve istikrarı sağlamadı. Dolayısıyla, sebebi ne olursa olsun, ortaya çıkan sonucu başarılar hanesine kaydetmek de imkânsız.
Obama döneminin başarısızlıkları, Ortadoğu bölgesinde odaklanıyor. Arap-İsrail sorununun çözümü için yoğun çaba harcadığı halde sonuç alınamadı. Ama asıl hezimet, Suriye konusundadır. Obama bu krizde başından itibaren tutarsız davranmış, vahim hatalar yapmış, sonuçta hem IŞİD’in bir varlık göstermesine, hem de yarattığı boşluğun Rusya tarafından doldurulmasına imkân vermiştir.