Geçen salı günkü yazımızda, Suriye ile ilgili son gelişmelerin Türkiye, Rusya ve İran arasında “yeni bir eksen”in oluşumuna işaret verdiğini ve Moskova’daki “üçlü zirve”nin bunun gerçekleşmekte olup olmadığını göstereceğini belirtmiştik.
Dışişleri bakanları düzeyindeki
bu üçlü toplantıda varılan mutabakat, böyle bir eksenin oluşma
sürecine girdiğini doğruluyor.
Bu sürecin bundan sonraki aşaması, Kazakistan’ın başkenti Astana’da
yapılması planlanan zirve olacak.
Moskova’daki toplantının sonunda yayımlanan ortak deklarasyon
ve
üç Dışişleri bakanının açıklamaları,
şu konularda mutabakata varıldığını
ortaya koyuyor:
1) Barışçı bir çözüm için Esad rejimiyle muhaliflerin bir araya
gelmesi sağlanacak ve üç ülke bunun garantörlüğünü üstlenecek.
2) Ateşkesin genişletilmesine çalışılacak, sadece IŞİD ve El Nusra
terör örgütleri bunun dışında tutulacak.
3) Öncelik rejim değişikliğine -yani Esad’ın devrilmesine- değil,
terörle -yani yukarıda sözü edilen örgütlerle- mücadeleye
verilecek.
4) Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü esas alınacak.
Rus barışı
Moskova’daki bu toplantıyı ve mutabakatı, Rus diplomasisinin
başarılı bir hamlesi olarak görmek gerek. Rusya’nın Türkiye’yi
yanına alması, buna karşılık ABD’nin şimdilik de olsa bunun dışında
tutulması, inisiyatifin Putin’in elinde olduğunu ve Suriye
meselesinde
fiilen bir “Rus barışına” doğru gidildiğini gösteriyor.