Ve bir buçuk yıllık, sürprizlerle dolu, nefes kesen seçim
maratonundan sonra, Donald Trump dün ABD’nin 45. Başkanı olarak
Beyaz Saray’daki koltuğuna oturdu...
Dünkü görkemli törenin ardından, artık ABD’de “Trump dönemi”
başlıyor.
Şimdi sadece ABD’de değil, bütün dünyada merakla sorulan soru,
bu yeni dönemin ne gibi değişiklikler ve yenilikler
getireceğidir.
Genelde siyasi liderlerin seçim kampanyalarında pek çok vaatte
bulundukları, ancak iş başına geçtikten sonra bu sözlerinin çoğunu
yerine getirmedikleri bilinir.
Trump’ın aday iken çeşitli konularda sergilediği şaşırtıcı tutumu
görevin başında iken aynen sürdürebileceğine, yani önemli politika
değişiklikleriyle ilgili sözünü tutabileceğine şüpheyle bakanlar
var tabii. Ancak Trump’ın kendisini “sözünün eri” olarak
kanıtlayabileceği görüşünü güçlendiren nedenler de var.
Bunlardan biri, Trump’ın kişiliğiyle ilgili. Kendisi profesyonel
politikacı değil, başarılı bir işadamıdır. Farklı görüşleri
üzerinde inatçı ve kararlıdır. Bir dönem daha başkan olmak derdi
yoktur...
Diğer bir faktör de Kongre’de kendisinin mensup olduğu Cumhuriyetçi
Parti’nin çoğunluğa sahip olması ve dolayısıyla Temsilciler Meclisi
ve Senato’nun onun karar veya önerilerini desteklemesi
şansıdır.