Son haftalarda Türkiye ile AB arasında süregelen uyuşmazlık ve gerginlik, Birlik’le iplerin kopma noktasına geldiği izlenimini verdi.
Konuşmalarında sık sık Türkiye’nin AB tarafından yıllarca oyalandığını ve artık sabrının tükendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Brüksel’e hareket ederken sert bir çıkış yaptı ve “AB Türkiye çekilsin diye bekliyor havasında; böyle bir şey varsa kararını versin, biz zorluk çıkarmayız” dedi.
Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri, aslında Türkiye’nin, bütün düş
kırıklığına ve kızgınlığına rağmen, AB ile üyelik müzakereleri
sürecine son veren taraf olmak istemediğini ortaya koydu ve topu
Birliğe attı.
Ancak açıkçası hiç kimse, Brüksel’de AB yöneticilerinin Erdoğan’a “Biz bu süreci kesiyoruz” demesini beklemiyordu. Çünkü bütün engellere ve zorluklara rağmen Türkiye gibi AB de karşılıklı çıkarların bu ilişkileri vazgeçilmez hale getirdiğinin farkında...
Nitekim Brüksel’deki görüşmelerden çıkan sonuç, “tamam” değil, “devam” oldu...
Yeni bir umut
Erdoğan’ın AB Konsey Başkanı Donald Tusk ve Komisyon Başkanı J.C. Juncker ile yaptığı üçlü toplantıdan sonraki kısa açıklamada kesintiye uğrayan müzakere sürecinin canlandırılacağı, aynı şekilde mültecilerle ilgili anlaşmanın hayata geçirilmesine çalışılacağı belirtildi.
Böyle bir prensip kararının verilmesi -iplerin kopması ihtimalinden söz edildiği karamsar ortamda- yeni bir umut veriyor.