İran’a karşı ekonomik yaptırımların kaldırılacağı açıklaması
üzerine dünya TV kanallarının Tahran’da “sokaktaki insanlar”la
yaptığı röportajlara yansıyan tepki şöyle oldu: “Yıllardır
çektiğimiz sıkıntılardan nihayet kurutulacağız... Çarşı pazarda
istediklerimizi bulabileceğiz... Elektriğimiz artık kesilmeyecek...
Avrupa ile serbestçe temasımız olacak”...
Ambargonun kalkmasının İran’da bayram havası yaratmasına şaşmamalı.
Bu coşku, İranlıların bu anı ne kadar sabırsızlıkla beklediklerinin
bir göstergesi...
Ambargonun sona ermesinin İran’ı çok rahatlattığı açık da, acaba
Tahran yönetiminin uluslararası camia ile uzlaşıp anlaşmasında bu
yaptırımların bir payı yok mu? Diğer bir deyişle, yaptırımlar bir
işe yaradı mı?
Rejim yumuşayınca...
Tahran’da resmi ağızlar hükümetin uzlaşıcı tutumunda yaptırımların
bir etkisinin olmadığını, İran halkının bu “haksız uygulamalara
karşı her türlü fedakârlığa katlanma kararlılığını” gösterdiğini
söylüyorlar...
Ama gerçek, yaptırımların neden olduğu sıkıntı ve hoşnutsuzluğun,
Ruhani yönetiminin izlediği daha esnek ve uzlaşıcı politikada rol
oynamış olduğudur.
Bu da Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin selefi Ahmedinecad’dan çok
farklı olan, daha pragmatik kişiliğinden kaynaklanıyor.
Ruhani inatçı politikaların ve sert retoriğin devamı ile İran’ın
bir yere varamayacağını anlamış, hem ülkenin dünyayla entegre
olması, hem de halkın hayat standardının iyileşmesi için eski
politikalarda değişiklik yapmak cesaretini göstermiştir.