Geçen ağustosta Yunan Başbakanı Aleksis Çipras’ın yılın ikinci
erken seçimine karar verdiğinde kendine göre bir gerekçesi ve umudu
vardı.
Gerekçe şuydu: Çipras çetin müzakerelerden sonra, kreditör güçlerle
(AB ve IMF ile) daha önceki vaatlerine ters düşen bir “kurtarma
paketi”ni kabul etmek zorunda kalmıştı. Bu anlaşmayla, Yunan
halkının kemerleri daha da sıkması gerekecekti.
Çipras’ın başında bulunduğu SYRİZA partisinde ciddi bir çatlak
oluşmuş, bir kısım milletvekillerinin istifası sonucunda iktidar
Meclis’teki çoğunluğunu kaybetmişti.
Bu durumda Çipras’ın gene bir erken seçimle halktan “yola devam”
yetkisini istemesi, aslında demokratik -ve etik- bir davranıştı.
Ama bu, aynı zamanda riskli bir kumardı da. Halk SYRİZA’ya yeterli
oy vermediği takdirde, bu Çipras’ın siyasi kariyerinin de sonu
demek olacaktı... Ama Çipras bu riski göze almayı uygun gördü.