Yunanistan için gün ülkeyi kimin veya hangi nedenlerin bu feci
haline getirdiğini tartışma günü değildir.
Artık gelinen noktada Yunanistan’ı kimin nasıl kurtaracağını
soğukkanlılıkla değerlendirmek lazım.
Şimdi hem Yunanlılara hem de onlara yardım eden örgütlere ve
ülkelere düşen başlıca sorumluluk, inatlaşmayı bırakmaktır.
Evet, son günlerde iki tarafın sergilediği inatlaşma çözüm yolunu
tıkadı.
Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’den oluşan
“kreditörler”, Yunan Başbakanı Aleksis Çipras’ın sunduğu “kemer
sıkma” programını yetersiz bulup reddettiler. Onlara göre,
Yunanistan’ın ekonomisini toparlaması -ve astronomik dış borçlarını
ödeyebilmesi- için, kemerlerini çok daha fazla sıkması şart. Bu
fikirle kreditörler çok acı bir reçete içeren bir planı kabul
ettirmek istediler. Ama bu kez de Çipras restini çekti ve
müzakerelere son verip halk oylamasına başvuracağını ilan etti.
Halk “ohi” derse...
Çipras’ı bu yolu seçmeye iten neden şudur: Yunan halkı daha fazla
fedakârlık yapacak durumda değil. Avrupa bunu anlamıyor. Daha ağır
şartlar empoze etmeye kalkışıyor. Hükümet halkın hissiyatına
tercüman olarak bu şartları reddetti. Şimdi halk sandık başında
kararını versin. Dünya da gerçeği görsün...