Sene 1986... Meksika’da Dünya Kupası finalleri var… Ben Güneş gazetesinde genç bir müdürüm… İddialı spor sayfalarına imza atmaya çalışıyoruz... Dünya Kupası’na gidecek ekibi yaptık, gazetenin genel yayın müdürü, hakkını ödeyemeyeceğim, Güneri Civaoğlu’nun onayına sunduk…
Güneri Bey biraz sonra beni çağırdı… “Bu ekip gitsin tamam ama final grubu maçları başladıktan sonra sen de git” dedi… Böylece sayfanın başında durayım derken kendimi Meksika yollarında buldum…
Çok iyi bir ekiptik… O dönem Güneş’te yazması için rica ettiğim
Fatih Terim, rahmetli Metin Türel, rahmetli Orhan Şahin ve ben
ekibin içindeydik… Mexico City’e gittik… Ülke büyük bir depremden
yeni çıkmış… Otelimize gittik, bir o maç, bir bu maç, nefes almadan
dolaşıyoruz…