Galatasaray alışılmışın çok dışında bir başlangıç yaptı... Müthiş hızlı, atak, çabuk ve yürekli... İlk düdük çaldı, Kerem ile Halil, deli dalgalar gibi Trabzonspor savunma duvarını sarsmaya başladılar... Halil ile Kerem o kadar hızlı, o kadar hareketliydi ki, Trabzon savunmasının balansı bozuldu... Kimi tutacaklarını, hangi bölgeyi kapatacaklarını şaşırdılar... İkinci golü lütfen hatırlayın... Kerem o kadar hızlı olmasa, kaleci Uğurcan eline gelen topu rahatça tutacaktı... Kerem’in inanılmaz deparı Uğurcan’ı bozdu ve topu elinden kaçırdı... Ardından Emre’nin ikinci golü geldi... Elbette trafikte sürat felaket ama, futbolda hız bayağı işe yarıyor… “Fırtına” diye anılan Trabzon’da gene fırtına vardı, ancak iki Galatasaraylı Kerem ile Halil fırtınası vardı...İlk golde çabuk hamle, Edgar’ı hataya zorladı, ikinci golde, Kerem’in 100 metreci gibi deparı Uğurcan’a yanlış yaptırdı… Trabzonspor golü bulana kadar, neyi var, neyi yok, bu iki haşarı Galatasaraylıyı tutmaya çalıştı... Abdullah Hoca, Kerem - Halil fırtınası eserken, Siopis’i oyuna alabilir, belki bu fırtınanın şiddetini azaltabilirdi… Yapmadı, faturayı 2-0 yenik duruma düşerek ödedi... Ancak Yusuf Sarı hamlesi, bir ölçüde...